İŞE İADE DAVALARI

1. İşe İade Davası Nedir?

İşe iade davası, işveren tarafından iş sözleşmesi feshedilen iş güvencesi kapsamındaki işçinin, feshin geçersizliği nedenine dayanarak, işe iadesini talep ettiği bir davadır. Feshin geçersizliği iddiası ile açılan bu davanın konusu, feshin geçersiz olup olmadığının tespiti ile bunun sonucuna göre işçinin işe iadesinin gerekip gerekmediğidir. İşe iade davası, iş sözleşmesi geçerli bir neden olmaksızın feshedilen işçi tarafından açılabilir.

2. İşe İade Davasının Şartları

a. İş Kanunu’na veya Basın İş Kanunu’na Göre İşçi Olmak

İşe iade davası açabilmek için gereken ilk şart, İş Kanunu veya Basın İş Kanunu kapsamında işçi sayılmaktır. Bu kanunlarda yazılı işçi tanımı dışında kalan işçiler, işe iade davası açamaz. Örneğin Borçlar Kanunu veya Deniş İş Kanunu kapsamındaki işçiler, işe iade davası açamaz.

b. İşçi İle İşveren Arasında Belirsiz Süreli İş Sözleşmesi Olmalı

İşe iade davası açmak isteyen işçi ile işveren arasında belirsiz süreli iş sözleşmesi bulunmalıdır. Belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışmakta olan işçiler bakımından, taraflarca belirlenen süre sonunda iş sözleşmesi kendiliğinden sona ereceğinden, belirli süreli iş sözleşmesi ile çalışan işçilerin işe iade davası açma hakkı bulunmamaktadır.

Uygulamada bazı işverenler iş sözleşmelerini belirli süreli olarak yapmakta ve bu sözleşmeler her yıl aynı şekilde uzatılmaktadır. Ancak kanunda belirli süreli iş sözleşmelerinin esaslı bir neden olmadıkça birden fazla sayıda üst üste yapılması (zincirleme şekilde) yasaklanmış ve zincirleme şekilde yapılan bu sözleşmelerin de belirsiz süreli sözleşme olarak kabul edileceği hüküm altına alınmıştır. İş sözleşmesi belirli süreli olarak zincirleme şekilde yapılan işçilerin iş sözleşmeleri kanunen belirsiz süreli sayılacağından bu işçiler işe iade davası açabileceklerdir.

c. İşverene Bağlı İşyerinde 30 veya Daha Fazla İşçi Çalışıyor Olmalı

İşe iade davası açılabilmesi için, işçinin çalıştığı işyerinde, fesih tarihi itibariyle en az 30 işçinin çalışıyor olması gerekir. Bu husus İş Kanunu’nun 18. maddesinde düzenlenmiştir. İşverenin aynı iş kolunda (faaliyet alanı) birden fazla işyeri varsa, 30 veya daha fazla işçi sayısının hesabında tüm işyerlerindeki toplam işçi sayısı dikkate alınır.

d. İşçi, İşverene Bağlı İşyerinde En Az Altı Ay Çalışmış Olmalı

İşçinin işe iade davası açabilmesi için işverene bağlı işyerinde en az altı ay çalışmış olması gerekir. İşçinin bu altı aylık kıdemi hesaplanırken aynı işverenin bir veya birden fazla işyerlerinde geçirdiği süreler birleştirilerek hesaplama yapılır. Ancak yeraltı işlerinde çalışan işçilerin, işe iade davası açabilmesi için altı aylık kıdem şartı aranmaz.

e. İş Sözleşmesi, İşveren Tarafından Geçerli Bir Nedene Dayanmaksızın Feshedilmiş Olmalı

İşe iade davası açılabilmesi için iş sözleşmesinin, işveren tarafından tek taraflı olarak geçerli bir nedene dayanmaksızın feshedilmesi gerekir. İş sözleşmesi işçi tarafından feshedilirse, işe iade davası açılamaz. İşveren geçerli bir nedene dayanarak iş sözleşmesini feshederse bu halde işe iade davası açılamaz. Kanunda, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan nedenler, geçerli fesih nedeni olarak kabul edilmiştir. İş sözleşmesinin bu nedenlere dayanılarak işverence feshedilmesi, geçerli fesih nedeni olarak kabul edildiğinden, bu hallerde işe iade davası açılamaz.

İşverenin iş sözleşmesini geçerli nedenle feshedilebilmesi için uyması gereken bir takım usul kuralları bulunmaktadır. İşveren bu usullere uymadan iş sözleşmesini feshederse, yapılan fesih, geçersiz hale gelir. Örneğin işverenin feshin son çare olması ilkesine uyması gerekmektedir. İşverenin elinde fesih dışında başka imkânlar varsa, öncelikle bu imkânların tüketilmesi gerekir. Bu imkânlar tüketildikten sonra, işverenin elinde fesih dışında başka bir imkân kalmamışsa, iş sözleşmesi geçerli nedenle feshedilebilir. Yine işçinin davranışı veya verimi ile ilgili nedenlerle iş sözleşmesi feshedilmeden önce, işçinin savunmasının alınması gerekir. Dolayısıyla kanunda belirtilen bu ve buna benzer usul kurallarına uyulmadan yapılan fesihler, feshi geçersiz hale getirir ve işçiye işe iade davası açma hakkı verir.

f. İşçi, İşveren Vekili veya Yardımcısı Olmamalı

İşletmenin bütününü sevk ve idare eden işveren vekili ve yardımcıları ile işyerinin bütününü sevk ve idare eden ve işçiyi işe alma ve işten çıkarma yetkisi bulunan işveren vekilleri iş güvencesi hükümlerinden yararlanamadığından, işe iade davası açamazlar. Örneğin genel müdür ve genel müdür yardımcıları işe iade davası açamaz.

3. İşe İade Davasında Fesih Bildirimi ve Dava Açma Süresi

İşveren, iş sözleşmesinin feshedildiğini işçiye yazılı olarak bildirmelidir. Yapılacak fesih bildiriminde, fesih sebebi açık, anlaşılır ve kesin bir şekilde belirtilmelidir. Soyut ve genel geçer ifadelerle yapılan fesihler, sırf bu nedenle dahi mahkemece geçersiz fesih olarak kabul edilebilmektedir.

İş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde arabulucuya başvurmak zorundadır. Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamaması hâlinde, son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren, iki hafta içinde iş mahkemesinde işe iade talebiyle dava açılabilir. Kanunda belirtilen bu süreler hak düşürücü süre olduğundan, bu sürelerin geçmesi halinde işe iade davası açılamaz, buna rağmen açılmış bulunan davalar ise usulden reddedilir.

4. İşe İade Davasında İspat Yükü

İşe iade davalarında ispat yükü, İş Kanunu’nun 20. maddesinde belirtildiği üzere kural olarak işveren üzerindedir. İşveren, işe iade davasında feshin geçerli bir nedenle yapıldığını ispat etmek zorundadır. Ancak işçi, feshin farklı bir nedene dayandığını iddia ederse, bu halde ispat yükü işçi üzerinde olur.

5. İşe İade Davasının Sonuçları

İşe iade davası sonucunda mahkemece feshin geçersiz olduğu sonucuna varılırsa, işçinin işe iadesine, işçiye boşta geçirdiği süreye karşılık olarak ödenmesi gereken tazminata ve işçinin işe başlatılmaması halinde işçiye ödenmesi gereken iş güvencesi tazminatına karar verilir. Mahkeme kararı kesinleşmeden işçi, işverenden işe iadesini talep edemez. İşçi, kesinleşen mahkeme veya özel hakem kararının tebliğinden itibaren on iş günü içerisinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorundadır. İşçi bu süre içerisinde işverene başvuruda bulunmaz ise, işverence yapılmış olan fesih geçerli bir fesih sayılır ve işveren sadece bunun hukuki sonuçları ile sorumlu olur.

İşveren, işçinin işe iadesi için kendisine başvurması üzerine, işçiyi başvurudan itibaren bir ay içerisinde işe başlatmak zorundadır. İşçinin başvurusuna rağmen bir ay içerisinde işe başlatmayan işveren, işçiye en az dört aylık ve en çok sekiz aylık ücreti tutarında tazminat ödemekle yükümlü olur. İşveren, ayrıca işe iadesine karar verilen işçiye, işe başlatılmış olup olmamasına bakılmaksızın, çalıştırılmadığı süre için en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer haklarını da ödemek zorundadır.

6. İşe İade Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme

İşe iade davalarında görevli mahkeme iş mahkemeleridir. İş mahkemesi bulunmayan yerlerde ise iş mahkemesi sıfatıyla asliye hukuk mahkemeleri görevlidir. Yetkili yer mahkemesi ise işçinin işini yaptığı işyerinin bulunduğu ya da işverenin yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir.

7. İşçi, İşe İade Davası Devam Ederken Başka Bir İşyerinde Çalışabilir Mi?

Çalışma hakkı anayasal bir haktır. İşçinin geçimini sağlamak zorunda olması, işe iade davalarının kesinleşmesinin uzun zaman alması gibi hususlar dikkate alındığında, işçinin açtığı işe iade davası nedeniyle dava sonuçlanıncaya kadar çalışmaması gibi bir durum söz konusu olamaz. Kanunda da bu hususa ilişkin bir kısıtlama bulunmamaktadır. Bu nedenle işçi, işe iade davası devam ederken başka bir işyerinde çalışabilir.

8. İşe İade Davasında Arabulucuya Başvurma Zorunluluğu

İş Mahkemeleri Kanunu’nun 3. maddesi uyarınca, 01/01/2018 tarihinden itibaren açılacak işe iade davalarından önce arabulucuya başvurulması zorunlu hale getirilmiştir. Bu nedenle iş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içerisinde işe iade talebiyle öncelikle arabulucuya başvurmak zorundadır. Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamaması hâlinde ise son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren, iki hafta içerisinde iş mahkemesinde dava açılabilir.

9. Sonuç

İşe iade davaları, işveren tarafından iş sözleşmesi feshedilen iş güvencesi kapsamındaki işçinin, feshin geçersizliği nedenine dayanarak, işe iadesini ve kanundaki tazminat haklarını talep ettiği bir davadır. İşe iade davalarında önemli usul kuralları, dava açma ve işverene başvuru süreleri bulunmaktadır. Kanunda belirtilen bu usul kurallarına, dava açma ve başvuru sürelerine uyulmadan dava açılması halinde işçilerin mağduriyetleri ve hak kayıpları meydana gelebilmektedir. Bu nedenle işe iade davası açmadan önce mutlaka alanında uzman bir iş hukuku avukatından hukuki yardım alınmasını tavsiye etmekteyiz. Hukuki desteğe ihtiyaç duyulması halinde, hukuki bilgi ve görüş almak üzere iş hukuku avukatı olarak bizimle iletişime geçebilirsiniz.

İŞE İADE DAVASI DİLEKÇE ÖRNEĞİ

İSTANBUL (…) İŞ  MAHKEMESİNE

DAVACI                       :

VEKİLİ                           :Av. Yusuf Mücahit VURALVURAL HUKUK, DANIŞMANLIK VE ARABULUCULUK BÜROSU – 0532 176 22 33

                                     

DAVALI                         :

KONU                            : İş sözleşmesi feshinin geçersizliği ile işe iade talebidir

AÇIKLAMALAR             :

  • Davacı müvekkil, davalının iş yerinde …….yıldır …….. olarak çalışmıştır. Davalı işveren …………… tarihinde müvekkilin iş sözleşmesini haklı bir gerekçeye dayanmaksızın feshetmiştir.
  • Müvekkilin iş akdi belirsiz süreli ve kıdemi altı aydan fazla olup davalı şirkette otuzdan fazla işçi çalışması sebebiyle, müvekkil İş Kanunu’nun 18-21. maddelerinde yer alan iş güvencesi hükümlerinden yararlanmaktadır. Bu doğrultuda iş sözleşmesinin feshi ancak yeterliliğinden, davranışlarından ya da işletmenin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak ve fesih sebebi açık ve kesin bir dille yazılı fesih bildiriminde yer almak zorundadır. Söz konusu hususların yokluğu feshi geçersiz kılar. Davacı müvekkile bu hususlar yerine getirilmeden fesih bildirimi yapıldığı için dava konusu fesih işlemi geçersizdir.
  • Feshin haksızlığının tespiti ile davacının işe iadesinin, boşta geçen sürelere ilişkin ücret alacağının yanı sıra diğer haklarının yasal faizi ile birlikte tahsiline; işe başlatmama halinde ise işe başlatmama tazminatının işverenden tahsiline karar verilmesi için işbu davayı açmak zorunluluğu doğmuştur.
  • 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 3. maddesi çerçevesinde …/…/… tarihi itibariyle başvurulan arabuluculuk faaliyeti sonucunda yukarıda isimleri belirtilen davacı ve davalı arasında anlaşmaya varılamamış olup buna ilişkin son tutanağın arabulucu tarafından onaylanmış bir örneği ekte yer almakta olup anlaşma sağlanamadığı için işbu davayı açma zarureti hasıl olmuştur.

DELİLER                   : İşe giriş belgesi, İşyeri SGK kayıtları, Belirsiz süreli sözleşmesi, …/…/… tarihli fesih ihbarı, işyeri şahsi sicil dosyası, Arabuluculuk faaliyeti sonucunda anlaşmaya varılamadığına dair son tutanağın aslı/arabulucu tarafından onaylanmış bir örneği, Tanık (Tanık isim ve adresleri gerektiği takdirde bildirilecektir), Bilirkişi incelemesi, Her türlü yasal delil ve karşı tarafça sunulan delillere karşı ileri süreceğimiz deliller.

HUKUK SEBEPLER      4857 S.K. m.20-21, 5521 S.K. m.1-5, 6100 S.K. m.105,
7036 S.K. m.3 ve her türlü ilgili sair mevzuat.

TALEP SONUCU   : Yukarıda açıklanan nedenlerle,

  • Davacı müvekkilin iş sözleşmesi feshinin geçersizliğinin tespitiyle işe iadesine,
  • İşverenin davacı müvekkili işe başlatmaması halinde, davalı tarafça iyi niyetten yoksun fesih de göz önüne alınarak 8 aylık ücreti tutarında tazminatın …/…/…. tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi birlikte ödenmesine,
  • Kararın kesinleştirilmesine kadar çalıştırılmadığı süreler için davacı müvekkile 4 aylık ücret ve diğer tüm haklarının …/…/…. tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi birlikte ödenmesine,
  • Tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini vekaleten arz ve talep ederim. …/…/….

                                                                          Davacı Vekili

                                                                    Av. Yusuf Mücahit VURAL

Bu web sitede yer alan tüm bilgi ve açıklamalar İstanbul Barosuna kayıtlı Yusuf Mücahit VURAL Hukuk Bürosu tarafından yalnızca bilgilendirme amacıyla, Türkiye Barolar Birliği tarafından belirtilen ilgili düzenlemeler, ilgili yasal mevzuat ve Yargıtay İçtihatları göz önüne alınarak hazırlanmıştır.

Bu Makale İstanbul ve Kartal İş Hukuku Avukatı Yusuf Mücahit VURAL tarafından onaylandı!